1. Genel Bilgi
Biyoteknolojinin Türkiye’deki gelişim seyrine bakıldığında “politika” düzleminde yani kalkınma politikaları içinde yer alması 1980’lere; bilim ve teknoloji politikaları içinde yer alması ise 1990’lara dayanmaktadır. Ancak “yasalaştırma” ve öğretim programları içerisinde biyogüvenlik çalışmaları daha geriden gelmektedir. Burada dikkat çekilmesi ve iyileştirilmesi/önlem alınması gereken nokta biyogüvenlik önlemlerinin, yaşamımıza her geçen gün daha etkili biçimde giren biyoteknoloji ürünleri ve uygulamalarının gerisinden geliyor olmasıdır.
Vizyon 2023 Strateji Belgesi, Türkiye’nin ulusal düzeyde ilk kez yaptığı teknoloji öngörüsü panelleri ve teknoloji strateji gruplarının ortak çalışmaları sonucunda ortaya çıkmıştır. Bilim ve teknoloji politikalarının belirlenmesinde etkin bir araç olmayı hedefleyen bu çalışma, “Vizyon 2023” projesi kapsamında yürütülmüştür. Bu proje “Teknoloji Öngörü” çalışması ile birlikte, Türkiye’nin bilim ve teknoloji sistemi ile ilgili nesnel verilerin derlenmesine yönelik “Teknolojik Yetenek”, “Araştırıcılar Envanteri” ve “Ulusal ARGE Altyapısı” başlıklı dört alt projeden oluşmaktadır. Tüm bu çalışmalarda sonucunda ulaşılmak istenen nokta, Türkiye’nin Bilim ve Teknoloji Stratejisi’nin belirlenmesi ve bu stratejinin hayata geçirilmesidir. Vizyon 2023 Teknoloji Öngörü Çalışması, bu sonuca ulaşmak için aşamalı olarak dört ana konunun üzerinde durulması gerektiğini vurgulamaktadır. Vizyon 2023 Strateji belgesi, teknoloji alanında her sektörden ve kesimden binlerce uzmanın istediği Türkiye’yi oluşturmaya yönelik hazırlanmıştır. Dünyaya bakıldığında diğer ülkelerin öngördüğü teknolojide en önemli amaç ise geleceği istenildiği gibi birlikte şekillendirebilmeye yönelik tavır oluşturmaktır. Vizyonu destekleyecek sosyo-ekonomik hedeflere ulaşmak için yetkinlik kazanmamız gereken öncelikli teknolojik faaliyet konuları 8 ana başlık altında toplanmıştır. Bunlar; bilgi ve İletişim teknolojileri, biyoteknoloji ve gen teknolojileri, nanoteknoloji, mekatronik, üretim süreç ve teknolojileri, malzeme teknolojileri, enerji ve çevre teknolojileri, tasarım teknolojileridir. 2023 hedeflerinde biyoteknolojinin yer alması, Türkiye’nin bu konuda dünya stratejilerini takip ettiğini göstermektedir.
10. Kalkınma Planı’na göre, teknolojik gelişmelerin ekonomik, sosyal ve askeri gelişmeleri desteklemesi beklenmektedir. Bu teknolojilerin başında bilgi teknolojileri, otomasyon ve ileri üretim teknikleri ile sağlık teknolojileri gelmektedir. Bunlar arasında, biyoteknoloji, nanoteknoloji, çevre teknolojileri hızla gelişen alanlardadır. Bu konuların hem etik hem de çevresel açıdan gündemde olması beklenmektedir. Planlanan stratejiler arasında katma değeri yüksek ürünlerin geliştirilmesine, gen kaynaklarının korunmasına, nanoteknoloji ve biyoteknolojiye yönelik araştırmalara öncelik verilerek, teknoparklar ve teknoloji platformunun oluşturulması yer almaktadır (10. Kalkınma Stratejisi, 2014-2018).
Kalkınma Bakanlığınca hazırlanan Orta Vadeli Program (2018-2020)’da yer alan politikalar ve öncelikler esasında bütçeleri belirleyen ve yönlendiren programlama aracıdır. Ar-Ge ve yeterlilik kapasitesi başlığı altında birçok sektörü dönüştürme kapasitesi olan biyoteknoloji, bilgi ve iletişim teknolojileri ile ileri malzeme teknolojisi alanlarında araştırmacı yetiştirilmesine ve altyapılarının oluşturulmasına, Ar-Ge destek ve ticarileşme programlarına destek verileceği belirtilmiştir. Kalkınma Bakanlığınca hazırlanan yeni Orta Vadeli Program (2019-2021)’da ise ülkemizde üretilmeyen 20 biyoteknolojik ilacın yerli üretiminin teşvik edileceği, biyoteknoloji alanında yetkinliklerimizin arttırılacağı rapor edilmiştir.
Öte yandan T.C. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye Biyoteknoloji Strateji ve Eylem Planı (2015-2018)’nda biyoteknolojinin dünyada artan stratejik önemi ve bu alanda yaşanmakta olan gelişmeler belirtilmiştir. Türkiye Biyoteknoloji Stratejisi’nde endüstriyel biyoteknoloji, tarımsal biyoteknoloji ve sağlık biyoteknolojisi öncelikli alanlar olarak yer almakta olup belgede 6 hedef altında 25 eyleme yer verilmiştir. Bu eylem planında The Organisation for Economic Co-operation and Development (OECD)’de kullanılan biyoteknolojinin anahtar göstergelerinden yararlanılmıştır. TÜSİAD’ın 2006 verilerine göre Türkiye’de biyoteknoloji ve biyoteknoloji şirketlerine sayısı 2000’de 50 tane iken 2005’te 90’a çıktığı tespit edilmiştir. Biyoteknoloji Strateji ve Eylem Planı’na göre Teknoparklar açısından değerlendirildiğinde günümüze kadar 77 adet teknopark kurulduğu, bunlardan 56 tanesi faaliyette bulunduğu rapor edilmiştir. Aktif olan teknoparklarda 4.916 adet firmadan 143 tanesinin biyoteknolojiyle ilgili araştırma ve deneysel geliştirme faaliyetleri gösterildiği bildirilmiştir. 2005-2018 yıllarında arasında biyoteknoloji şirketleri sayısında oldukça yüksek artış olduğu söylenebilmektedir.
Değinilen bu oluşumlar sonucunda Türkiye’de biyoteknoloji alanında hem kamu kurum ve kuruluşlarında, hem de özel üniversite ve firmalar düzeyinde biyoteknoloji konusundaki gelişmeler 2000 yılından sonra hız kazanmıştır. Bu tartışmalar ve gelişmeler doğrultusunda Türkiye’de biyoteknoloji politikaları ve uygulamaları konusunda izlenen politika daha çok biyoteknolojinin öncelikli alan olduğu görüşü ile şekillenmektedir. Bu önceliğin gerekliliği ise, gelişmiş ülkeler ve özellikle de AB’nin politikaları çerçevesinde şekillenmekte olduğu söylenebilir.
Biyoteknoloji ve Biyogüvenlik Anabilim Dalı, Fen Bilimleri Enstitüsü’nde disiplinler arası bir anabilim dalı olarak lisansüstü eğitim vermektedir. Her yıl güz ve bahar yarıyıl başlangıçlarında bildirilen kontenjanlara Fen Bilimleri Enstitüsü tarafından belirlenen kabul ve kayıt koşullarına uygun olarak lisansüstü öğrenci alınmaktadır. Anabilim Dalı, üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi (Biyoloji, Kimya, Fizik), Mühendislik Mimarlık Fakültesi (Kimya Mühendisliği, Maden Mühendisliği, Endüstri Mühendisliği) ve Tıp Fakültesi (Histoloji ve Embriyoloji, Tıbbi Biyoloji) ile iş birliği yapılarak oluşturulmuştur.
Programın amacı, farklı endüstriyel uygulamalar için gerekli olan bilimsel ve teknolojik alt yapı için insan gücünün yetiştirilmesidir.
2. Kazanılan Derece
Doktora
3. Derecenin Düzeyi
3 (QF-EHEA)
4. Kabul ve Kayıt Koşulları
ESOGÜ Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği ile ESOGÜ Lisansüstü Eğitim Öğretim Yönetmeliği ve Uygulama Usul ve Esasları’ nın ilgili maddelerine göre işlem yapılmaktadır.
5. Önceki Öğrenmenin Tanınması
ESOGÜ Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği ile ESOGÜ Lisansüstü Eğitim Öğretim Yönetmeliği ve Uygulama Usul ve Esasları’ nın ilgili maddelerine göre işlem yapılmaktadır.
6. Yeterlilik Koşulları ve Kuralları
Doktora programı, tezli yüksek lisans derecesi ile kabul edilmiş öğrenciler için toplam 21 krediden az olmamak koşuluyla en az yedi ders (zorunlu/seçmeli), seminer, yeterlik sınavı, tez önerisi, uzmanlık alan dersi ve tez çalışması olmak üzere en az 240 AKTS kredisinden oluşur. Yeterlik sınavı, öğrencinin derslerini başarı ile tamamlamasından sonra, temel ve doktora çalışması ile ilgili konularda yeterli bilgi sahibi olup olmadığının sınanmasıdır. Doktora yeterlik sınavı, yazılı ve sözlü olmak üzere iki bölüm halinde yapılır. Yeterlik sınavında başarılı bulunan öğrenci için tez izleme komitesi oluşturulur. Yeterlik sınavını başaran öğrenci, yapacağı araştırmanın amacını, yöntemini ve çalışma planını kapsayan tez önerisini tez izleme komitesi önünde sözlü olarak savunur. Tez önerisi kabul edilen öğrenci için tez izleme komitesi, yılda en az iki kez toplanır. Komite tarafından üst üste iki kez veya aralıklı olarak üç kez başarısız bulunan öğrencinin Üniversite ile ilişiği kesilir. Öğrencinin tezinin sonuçlanabilmesi için en az üç başarılı tez izleme komitesi raporu sunulması gerekir. Doktora tez çalışmasını tamamlayan öğrenci, tezini ilgili enstitüce belirlenen yazım kurallarına uygun biçimde yazmak ve jüri önünde sözlü olarak savunmak zorundadır. Danışman tezin savunulabilir olduğuna ilişkin görüşü ile birlikte tezi enstitüye teslim eder. Enstitü söz konusu teze ilişkin intihal yazılım programı raporunu alarak jüri üyelerine gönderir. Tez sınavının tamamlanmasından sonra jüri, dinleyicilere kapalı olarak tez hakkında salt çoğunlukla kabul, ret veya düzeltme kararı verir. Tezi kabul edilen öğrenciler başarılı olarak değerlendirilirler. Tezi başarısız bulunarak reddedilen öğrencinin Üniversite ile ilişiği kesilir.
7. Program Profili (Amacı)
https://fbe.ogu.edu.tr/Sayfa/Index/409/program-egitim-amaclari
8. Program Yeterlilikleri (Öğrenme Çıktıları)
https://fbe.ogu.edu.tr/Sayfa/Index/151/ogrenme-ciktilari
9. Mezunların İstihdam Olanakları
Biyoteknoloji ve Biyogüvenlik Anabilim Dalı doktora programlarını tamamlayan öğrencilerimiz için yurtiçi ve yurtdışı akademik kariyer olanakları bulunmaktadır. Üniversitelerde akademik kariyerlerine devam ederek öğretim üyesi olabilirler, ayrıca kamu ve özel sektör kuruluşların biyoteknoloji alanındaki araştırma geliştirme departmanlarının sorumlusu olarak ya da proje yürütücülüğü başta olmak üzere proje bazlı çalışmalarda araştırmacı olarak görev yapabilirler.
10. Üst Derece Programlarına Geçiş
-
11. Sınavlar, Ölçme ve Değerlendirme
Öğrencinin başarı düzeyi, yarıyıl içinde yapılacak çalışmalar ve/veya ara sınavları ile yarıyıl sonu çalışmalar ve/veya sınavlarıyla ölçülür.
Her ders için yarıyıl içinde yapılan çalışmalar ve ara sınavlar ile yarıyıl sonu sınavının başarı notuna hangi oranlarda katılacağı öğretim üyesi tarafından yarıyıl başında belirlenir ve öğrenci bilgi sisteminde duyurulur. 39 uncu madde hükümlerine göre yatay geçiş yapan öğrencilerin önceden aldıkları, başka üniversiteden alınan ve kayıtlı olunan derslerin başarı notları, Senato tarafından belirlenen 4'lük sistemdeki notları yüzlük sisteme dönüştürme tablosu ve aşağıdaki not dönüşüm çizelgesi kullanılarak harf notuna dönüştürülür. Derslerin başarı notları, Lisansüstü Eğitim Öğretim Yönetmeliği’ ndeki not dönüşüm çizelgesi kullanılarak harf notuna dönüştürülür.